31 Aralık 2009 Perşembe
Hüseyin Gülerce >>> Özkök'ün Gidişinin Anlattığı Nedir?
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün görevinden alınması, önemli bir olaydır. Bu bir görev değişikliği değildir, Türkiye'nin basın tarihinde bir kilometre taşıdır.
Burada, Ertuğrul Özkök ismiyle, meseleyi şahsîleştirmek yanlış olur. Ertuğrul Özkök, bir sembol, basında bir karakter, zihniyet, duruş figürüdür.
Geniş açıdan bakalım. Asker ve medya, yöneticileri itibarıyla, bize bu milletin çilesini anlatıyor. 150 yıldır ters esen bir rüzgâr, yönetici koltuklarındaki evlatlarımızı bizim karşımıza dikti. Onlar, bizi biz yapan değerleri önce küçümsediler, sonra horladılar ve aşağıladılar. Öylesine savruldular ki, din ve dinle ilgili her değere karşı çıktılar. Bunu yaparken, Batı'yı kutsadılar. Batılı değerleri, tartışmasız kabul ve taklit ettiler. Bu, ideolojik saplantıdan da öte bir şeydi. Bir zihniyet inşa ettiler. Tabular diktiler. Ve milletin karşısına dikildiler.
Kurdukları sistemle millet iradesi, ipotek altına alınacaktı. Gücü elinde bulunduran askerdi. "Demokrasi" denilecek, ama bir askerî vesayet rejimi kurulacaktı. Basın, sonra radyo ve televizyonların yaygınlaşmasıyla medya, en büyük silahtı. Hakikati, ancak medya perdeleyebilirdi. Kamuoyunu o yanıltabilir, yönlendirebilir, etkileyebilirdi. Onun için bütün askerî darbelerde, derin devlet operasyonlarında basın kullanıldı. Bu oyunda en büyük rol Hürriyet Gazetesi'nindi. Yani bu ülkede "derin devlet" varsa, onun "derin gazete"si de Hürriyet'tir. Arşivlerden binlerce örnek bulabilirim. Yüzlerce değil bakınız binlerce... Meclis'te AK Parti ve MHP'nin başörtüsüyle ilgili kararı için, bu Hürriyet, "411 el kaosa kalktı" diye manşet attı. Ahmet Kaya bir salonda linç edilirken, bu Hürriyet'in ertesi günkü manşeti "Vay Şerefsiz" olmuştu... Bu gazetenin yazarları sırf AK Parti'ye oy verdikleri için milyonlarca seçmene "bidon kafalı", " göbeğini kaşıyan adam" diye hakaret edebildiler. Bu gazetenin başyazarı, 28 Şubat sürecinde, kırk yıllık arkadaşlarını, yalanlarla hazırlanmış bir andıcı gerekçe göstererek, "içimizdeki hainleri tanıyalım" diye hedef göstermişti. Ama en önemlisi bunların hepsine göz yuman, genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'tü...
Özkök'ün ayrılışının, basın tarihinde, bir dönemin sonunu anlatması bakımından anlamı var. Veda eden Özkök değildir. Rejimin basını sahneden iniyor. Çünkü inmek zorundaydı.
Neden mi?
Bir, Türkiye'nin gerçeklerini okuyamadılar. Yükselen değerleri, milletimizin ayağa kalkışını tehdit olarak algıladılar. Kendilerine karşı bir hareket sandılar. Mevzi kaybettiklerini, Türkiye'nin ellerinden gittiğini düşündüler. Hâlbuki nehir yatağını buluyor, taşlar yerine oturuyordu. Makul davranabilir, anlamaya çalışabilir, toplumsal bir mutabakat için sağduyulu davranabilirlerdi. Türkiye demokratikleşecekse önce medya demokratikleşmeliydi. Bunu hazmedemediler...
İki, kendilerini yıkılmaz sandılar. Dokunulmaz sandılar. Bu yüzden çok açık verdiler, pervasız davrandılar. Aşırı güven onları tedbirsiz bıraktı. Yükselen dalgaya hazırlıksız yakalandılar.
Üç, toplumdaki değişmeye paralel yeni bir iktidar, alternatif bir medya doğdu. Bunun gelip geçici olduğunu düşündüler. Bazı başbakanlar, bakanlar ile kurdukları ilişkilerin bu dönemde de devam edeceğini sandılar. Korkutmak, ürkütmek için yaptıkları hamlelerin boşa çıktığını görünce hırçınlaştılar.
Dört, halktaki demokrasi talebini okuyamadılar. Türkiye artık eski Türkiye değildi, kabul etmek istemediler. Şuurlanan toplumun ve alternatif medyanın, Ergenekon davasını sulandırma, saptırma gayretlerini boşa çıkaracağını hesaplayamadılar. Ters köşeye yattılar. Güven erozyonu onları yiyip bitirmeye başladı.
Aydın Doğan ve ailesi, eğer ne demek istediğimizi anlıyorsa, Hürriyet, Enis Berberoğlu yönetiminde demokratikleşme adına büyük bir hizmet verebilir. Değilse, bu değişiklik, durumu kurtarma adına yapılmışsa herkes görecektir ki, boşa bir hamledir.
Hüseyin GÜLERCE / ZAMAN
ERDOĞAN AKTAŞ'LI ATV HABER TANITIMI
Erdoğan AKTAŞ yönetimindeki ATV Haber yeni tanıtım filminde tüm ekiple düşman çatlattı.İlk bakışta eski Habertürk kadrosunun dikkat çektiği tanıtım filminde Turkuvaz Grubunun yeni haber kanalınada işaretler var...
CÜBBELİ AHMET >>> KANAL 7 VE AHMET HAKAN MÜSLÜMANLARIN ÜMİTLERİNİ KIRDI
Cübbeli Hoca, kendisini yarışa davet eden Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ı fena haşladı..
Cübbeli Ahmet Hoca, Fatih’teki Ahmet Yasevi Derneği’nde verdiği ve cübbeliahmethoca.tv'den canlı yayınlanan haftalık vaazda kendisinin televizyon programına konuk olduktan sonra birçok ilahiyatçı hocanın televizyonlardaki işine son verildiğini söyledi.
İşte Cübbeli Ahmet Hoca’dan çarpıcı sözler:
"Elli senedir bu adamları konuşturduk. Hiç bir şey anlatmadılar. Hep yanlış anlatmışlar meğer"
“ Televizyonun sahibi dinlemiş. Adam diyor ki; “Elli senedir bu adamları konuşturduk. Hiç bir şey anlatmadılar. Hep yanlış anlatmışlar meğer. Bu adam (kendisini kastederek) birkaç saatte neler anlattı. Din böyleydi de niye anlatmadılar” peki bu adam (yine kendisini kastederek) yanlış konuşuyorsa birisi çıksın desin ki yanlış konuşuyor. Diyanet orda, öbürü orda… Bir kişi diyemiyor yanlış konuştu veya okudu…”
Ahmet Hakan ve benzeri yazarların reyting yapmak için kendisine sataştığını belirten Cübbeli Hoca, Ahmet Hakan’a verdi veriştirdi.
İşte o sözler:
“AHMET HAKAN, SIFIRI TÜKETMİŞ SEVİYESİZ ADAM!”
“Ancak, magazin, magazin… Ahmet Hakan gibi ‘sıfır tüketmiş adamlar’ reyting yapmak için… İlmi yok, bir şeyi yok! Seviyesiz seviyesiz…
Hodri meydan çekiyor bana! Yav, meydan neredeki hodri yapıyorsun sen!
Meydan yok ki! Senin alanın dar!
Sen ne biliyorsun da ne konuşacaksın?
Ben diyor: ‘ayn’ları şöyle çıkartırım, tecvidim iyidir’..
Bize de diyorlar: ‘ayn çıkartabilir misin?’
Biz de diyoruz ki; Vakit müsait (Cübbeli Hoca burada okkalı bir ‘ayn’ çıkartıp cemaati güldürüyor) değil’
Benim vaktim mi var senin gibilerle uğraşmaya!
KANAL 7 VE AHMET HAKAN MÜSLÜMANLARIN ÜMİTLERİNİ KIRDI
Müslümanların bütün ümitlerini kırdın! Müslümanları rezil ettin! Kanal7’de bidat ehli reformist bozuk adamları Müslümanlara dinlete dinlete yedi sene bu millet ne çekti senden!
Kanal7 tek İslami kanal diye oraya yüklendi. Bu adam da (Ahmet Hakan’ı kastederek) bütün bidat ehli hocaları (Yaşar Nuri Öztürk, Hüseyin Atay vesair..) çıkardın. Bunlarda dediler ‘alınyazısı yok, kader yok, İsa Aleyhisselam inmeyecek. Vb…’ Bütn Müslümanların dinini imanını şüpheye sokan programları sen yaptın! Bugün İslami camiada senden daha büyük mesuliyeti olan yok ki! Seni (Ahmet Hakan’ı) adam yerine koymak kabahat!”
Cübbeli Ahmet Hoca ile TV’de düellodan kaçan Ahmet Hakan’ın yukarıdaki sözlere nasıl cevap vereceği ise şimdiden merak konusu.
"Elli senedir bu adamları konuşturduk. Hiç bir şey anlatmadılar. Hep yanlış anlatmışlar meğer"
“ Televizyonun sahibi dinlemiş. Adam diyor ki; “Elli senedir bu adamları konuşturduk. Hiç bir şey anlatmadılar. Hep yanlış anlatmışlar meğer. Bu adam (kendisini kastederek) birkaç saatte neler anlattı. Din böyleydi de niye anlatmadılar” peki bu adam (yine kendisini kastederek) yanlış konuşuyorsa birisi çıksın desin ki yanlış konuşuyor. Diyanet orda, öbürü orda… Bir kişi diyemiyor yanlış konuştu veya okudu…”
Ahmet Hakan ve benzeri yazarların reyting yapmak için kendisine sataştığını belirten Cübbeli Hoca, Ahmet Hakan’a verdi veriştirdi.
İşte o sözler:
“AHMET HAKAN, SIFIRI TÜKETMİŞ SEVİYESİZ ADAM!”
“Ancak, magazin, magazin… Ahmet Hakan gibi ‘sıfır tüketmiş adamlar’ reyting yapmak için… İlmi yok, bir şeyi yok! Seviyesiz seviyesiz…
Hodri meydan çekiyor bana! Yav, meydan neredeki hodri yapıyorsun sen!
Meydan yok ki! Senin alanın dar!
Sen ne biliyorsun da ne konuşacaksın?
Ben diyor: ‘ayn’ları şöyle çıkartırım, tecvidim iyidir’..
Bize de diyorlar: ‘ayn çıkartabilir misin?’
Biz de diyoruz ki; Vakit müsait (Cübbeli Hoca burada okkalı bir ‘ayn’ çıkartıp cemaati güldürüyor) değil’
Benim vaktim mi var senin gibilerle uğraşmaya!
KANAL 7 VE AHMET HAKAN MÜSLÜMANLARIN ÜMİTLERİNİ KIRDI
Müslümanların bütün ümitlerini kırdın! Müslümanları rezil ettin! Kanal7’de bidat ehli reformist bozuk adamları Müslümanlara dinlete dinlete yedi sene bu millet ne çekti senden!
Kanal7 tek İslami kanal diye oraya yüklendi. Bu adam da (Ahmet Hakan’ı kastederek) bütün bidat ehli hocaları (Yaşar Nuri Öztürk, Hüseyin Atay vesair..) çıkardın. Bunlarda dediler ‘alınyazısı yok, kader yok, İsa Aleyhisselam inmeyecek. Vb…’ Bütn Müslümanların dinini imanını şüpheye sokan programları sen yaptın! Bugün İslami camiada senden daha büyük mesuliyeti olan yok ki! Seni (Ahmet Hakan’ı) adam yerine koymak kabahat!”
Cübbeli Ahmet Hoca ile TV’de düellodan kaçan Ahmet Hakan’ın yukarıdaki sözlere nasıl cevap vereceği ise şimdiden merak konusu.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök Görevi Bıraktı ! Medyaya Bomba Gibi Düştü
Hürriyet'in 20 senelik Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök görevini bıraktı.Bundan böyle Hürriyet'te bir değişim baş gösterir mi bilinmez ama bu görev bırakma olayı öyle sadece görev bırakma değildir
Ülkemizde son günlerde yaşanan muhalifleri susturmaya yönelik çalışmalardan biridir bence bu geçenlerde Özkök'ün görevi bırakmasının ardından izlediğim bir tartışma programında yazarımızdan biri dediki "Önceden padişahlar kabahat işlerdi sadrazam'ın kellesi uçardı" dedi.Yani Aydın Doğan'ın işlediği kabahatler Ertuğrul Bey'e yüklenmemeliydi dedi.Gerçi padişahımızda (Aydın Doğan ) görevini bıraktı ya... Gazetenin ticari açıdan zarar görmediği ortada çünkü bayiden satılan gazeteler arasında Posta'dan sonra en çok okunan gazete Hürriyet 450.Bin tirajı var bunun altında yatan en önemli etken siyasilerdir.Çünkü yapılan habercilik yandaş medya değil muhalif medyaydı.Ayrıca Ertuğrul Bey siyasi baskı olmasaydı diğer bir yazarımızın görüşüne göre ömrünün sonuna kadar Hürriyet'in başında dururdu...Haklı değil mi ? sizce de
Aydın Doğan Holding'in Yönetim Kurulu Başkanlığını Bıraktı Ama Neden ?
Doğan Holding yönetim kurulu başkanı Aydın Doğan aktif görevini bırakarak holdingin onursal başkanı oldu.Yerine ise kızı Arzuhan Doğan Yalçındağ geçti. Peki Aydın Bey bu işi isteyerek mi bıraktı yoksa bıraktırıldı mı ?
Son zamanlarda Doğan grubunu çökertmeye yönelik epeyce şey yaşandı.Başta POAŞ olmak üzere medya kuruluşları ve vergi ödemeleri hakkında yolsuzluk yaptığı hakkında birçok dava açıldı.Acaba Aydın Bey elini ayağını işten çektiğini göstererek kendilerine verilen cezaları hafifletmek mi istiyor ? Ayrıca Hürriyet Genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün görevi bırakmasıda bu değişimin diğer bir kolumu Aydın Bey'in yapması gereken bunlarla sınırlı kalmamalıdır.Sonuçta eğer bir yolsuzluk yapmışsa bunun cezasını çekmemek istiyorsa yapması gereken değişimi habercilik yönünde yapmalıdır.Ve AKP aleyhine haberlerine son vermelidir.Yoksa bu cezaların ardı arkası kesilmez.İşlemediği suçlarda üzerine yüklenir...
Son zamanlarda Doğan grubunu çökertmeye yönelik epeyce şey yaşandı.Başta POAŞ olmak üzere medya kuruluşları ve vergi ödemeleri hakkında yolsuzluk yaptığı hakkında birçok dava açıldı.Acaba Aydın Bey elini ayağını işten çektiğini göstererek kendilerine verilen cezaları hafifletmek mi istiyor ? Ayrıca Hürriyet Genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün görevi bırakmasıda bu değişimin diğer bir kolumu Aydın Bey'in yapması gereken bunlarla sınırlı kalmamalıdır.Sonuçta eğer bir yolsuzluk yapmışsa bunun cezasını çekmemek istiyorsa yapması gereken değişimi habercilik yönünde yapmalıdır.Ve AKP aleyhine haberlerine son vermelidir.Yoksa bu cezaların ardı arkası kesilmez.İşlemediği suçlarda üzerine yüklenir...
20 Aralık 2009 Pazar
Muazzez Ilmiye Çığ >>> "Çam süslemek Türk adetidir"
HABERTURK'te Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı ile Teke Tek Özel'in konuğu olan Dr. Muazzez İlmiye Çığ Noel adeti kabul edilen çam süslemeyle ilgili olarak çarpıcı açıklamalar yaptı. Kabul edilenin aksine çam ağacı süslemenin eski bir Türk adeti olduğunu söyleyen dünyaca ünlü Sümerolog Çığ, bu adeti Avrupa'ya Türklerin aktardığını anlattı.
Muazzez İlmiye Çığ, tarihi değiştirecek keşfi şöyle anlattı: "Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk adetidir. Yeni Türk devletleriyle münasebetimiz bize yepyeni şeyler öğretiyor. Eski Türklerde yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur ediliyor. Bu hayat ağacı. Sümerlerde de var. Bir ucunda göktanrısı duruyor. Türklerde güneş kutsal ama tanrı olarak kabul edilmiyor. 22 Aralık'ta güneş yeniden fazla olarak dünyayı aydınlatmaya başlayacak. Günler uzamaya başlayacak. Türklerin göktanrısı gün ile geceyi tanzim ediyor gökte. Sözde gün ile gece sürekli münakaşa halinde. 22 Aralık'ta gün gecyi yeniyor. Bunu "Yeniden doğuş bayramı" Türkler kutluyorlarmış. Türkistan'da bir ağaç varmış, akçam, ve bu akçam vaşka yerde yetişmiyormuş. Akçam getirip eve koyuyorlar, akçamın altına o sene Tanrı onlara güzel şeyler verdi, güzel bir yaşam verdi diye Tanrı'ya hediyeler koyuyorlar. Dallarına da ertesi sene için Tanrı'dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için paçavra veya kurdela koyuyorlar. O günlerde büyük bayram, şenlik yapıyorlarmış. Aileler toplanıyor, büyükler varsa ziyaret ediliyor, özel yemekler yeniliyor, güzel elbiseler giyiliyor. Bu adet Türkler yoluyla Avrupa'ya geçti. Konunun Noel'le alakası yok. İznik Konsili'nde pagan adeti görülen bu adeti İsa'nın doğuşu olarak kabul edelim diyorlar ve bu adet Hristiyanlara geçiyor. Ama ağaç süsleme pek yok, 16. yy'da Almanya'da başlıyor, daha sonra Fransa'ya geçiyor ve dünyaya yayılıyor."
Nane Limon Kabuğu ! Size Şifa Verecekmiş Ailenizin Doktoru ÇOŞKUN !
Hergün ondan fazla kanalda yayınlanan bir programdan bahsedeceğim ! Nane Limon kabuğu sözde şifa dağıtıyor erkeklere güç veriyor bilmem ne bilmem ne bu ne kadar inandırıcıdır ! Adam ekranın karşısında resmen şov yapıyor izleyiciyi bin türlü hile ile kandırıyor Birde Yar.Doç. Dr imiş adam maşallah tüm ekranları işgal etmiş bunlara kanmayın sevgili okurlarım !
Fatih Altaylı Yine Ekranda Çıldırdı !
Habertürk Tv ekranlarında yayınlanan Teke Tek programının sunucusu Fatih Altaylı gelen maillere dayanamadı ve Murat Bardakçı ile huy edindikleri üzere izleyicilere hakaretlere başladı.Gelen sorulardan 2 si şuydu :
-Fatih Bey Hristiyan mı oldunuz ?
Cevap: Olurum olmam sanane odun kafalılar.... gibi
-Neden kravat takmıyorsunuz ?
Cevap: Sizene gerilik yanlısı olduk İran rejimini istiyoruz siz evde pijamalı mısınız yoksa kravatlı mı ?
YAZARLARA TAVSİYEMİZ !
Sayın Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı her seferinde izleyicilerinize hakaret ederek programlarınızın izleyici kitlesini daraltmayın bizim sizin gibi yazarlara ihtiyacımız var özellikle Murat Bey gibi...
-Fatih Bey Hristiyan mı oldunuz ?
Cevap: Olurum olmam sanane odun kafalılar.... gibi
-Neden kravat takmıyorsunuz ?
Cevap: Sizene gerilik yanlısı olduk İran rejimini istiyoruz siz evde pijamalı mısınız yoksa kravatlı mı ?
YAZARLARA TAVSİYEMİZ !
Sayın Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı her seferinde izleyicilerinize hakaret ederek programlarınızın izleyici kitlesini daraltmayın bizim sizin gibi yazarlara ihtiyacımız var özellikle Murat Bey gibi...
Bez Bebek Dizisindeki 8-A Sınıfındaki Öğrenciler Gerçekten 8. Sınıf mı ?
FOX TV'de her cumartesi yayınlanan Bez Bebek dizisinde 8. sınıf öğrencilerini oynayan öğrenciler var Cidden bunlar 8. sınıf mı ? Gençler lise son gibi gösteriyor bir de alakasızca ilkokul öğrencileriyle 8. sınıf öğrencilerinin ne alakası ve iletişimi olabilir ki...!
8 Aralık 2009 Salı
EZEL REYTINGLERDE RAKIPLERINI DARMADAĞIN ETTİ !
%18'lik reytingiyle Ezel Dizisi günün en çok izlenen yapımı oldu her 5 kişiden birinin pazartesi akşamları Ezel'i seyrettiğini gösteren veriler diğer dizilerin ise reytingler epeyce aşağıya düştüğünü gösteriyor...
MEDYA YORUMCUSU 2 AYLIK YAYIN HAYATINDA 20 ÜLKEDEN OKURLAR KAZANDI !
MedyaYorumcusu yayına başladığı günden bu yana tarafsız,güncel haberleriyle herkes tarafından okunmaya başlandı toplamda 20'ye yakın ülkeden ziyaretçilerin ve okurların ziyareti tesbit edildi.Tüm okurlarımıza candan teşekkürler...
MEDYA YORUMCUSU 2 AYLIK YAYIN HAYATINDA 20 ÜLKEDEN OKURLAR KAZANDI !
MedyaYorumcusu yayına başladığı günden bu yana tarafsız,güncel haberleriyle herkes tarafından okunmaya başlandı toplamda 20'ye yakın ülkeden ziyaretçilerin ve okurların ziyareti tesbit edildi.Tüm okurlarımıza candan teşekkürler...
SON 10 YILDA EN ÇOK OKUNAN HABER !
Medya takip kuruluşu top 10 listesini verdi.
Amerika medya takip kuruluşu Global Language Monitor, son 10 yılda en çok okunan haber konusunun açık farkla `Çin'in yükselişi' olduğunu açıkladı.
ÇİN DÜNYA DÜZENİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Medya takip kuruluşunun binlerce basın, elektronik medya ve internet kaynağını tarayarak oluşturduğu listede, `Irak Savaşı' ve `11 Eylül Saldırıları' ile ilgili haberler Asya'nın yükselen gücünü takip etti.
Kuruluşun başkanı Paul JJ Payack, sonucun şaşırtıcı olmadığını belirterek, "Çin, dünya düzenini değiştiriyor, bu dönüşüm de son 10 yılda en çok okunan haber hikayelerinin en tepesinde yer aldı" dedi.
Son 10 yılda en çok okunan haberler şöyle:
1- Çin'in yükselişi
2- Irak Savaşı
3- 11 Eylül Saldırıları
4- Teröre karşı savaş
5- Michael Jackson'un ölümü
6- Obama'nın başkan seçilmesi
7- Ekonomik durgunluk
8- Katrina Kasırgası
9- Afganistan'ın işgali
10- Finansal kriz11- Pekin Olimpiyatları
12- Güney Asya'da yaşanan Tsunami
13- Taliban'a karşı savaş
14- Papa II. John Paul'ün ölümü
15- Osama Bin Laden
Medyaradar
Medya takip kuruluşunun binlerce basın, elektronik medya ve internet kaynağını tarayarak oluşturduğu listede, `Irak Savaşı' ve `11 Eylül Saldırıları' ile ilgili haberler Asya'nın yükselen gücünü takip etti.
2- Irak Savaşı
3- 11 Eylül Saldırıları
4- Teröre karşı savaş
5- Michael Jackson'un ölümü
6- Obama'nın başkan seçilmesi
7- Ekonomik durgunluk
8- Katrina Kasırgası
9- Afganistan'ın işgali
10- Finansal kriz11- Pekin Olimpiyatları
12- Güney Asya'da yaşanan Tsunami
13- Taliban'a karşı savaş
14- Papa II. John Paul'ün ölümü
15- Osama Bin Laden
Medyaradar
TGRT HABER STÜDYOLARI NASIL OLMALIDIR ?
TGRT HABER TV 5 seneden beridir yayın yapıyor haber stüdyoları dışındaki hiçbir stüdyosu göz alıcı ve çekici olmamıştır.Halbuki daha geniş daha göz alıcı,ışığı daha iyi ayarlanmış stüdyolar her zaman izleyici daha caziptir.Örneğin HABERTURK TV'nin stüdyolarında yayınlanan herhangi bir program dikkatimizi çekerken belki daha iyi bir konunun işlendiği TGRT HABER'deki program kimsenin dikkatini çekmiyor.TGRT HABER TV'ye isteğimizi iletelim TGRT STÜDYOLARI daha geniş ve daha ferah olsun !
TGRT HABER'DE YENİ SEZONDA 3 YENİ PROGRAM
TGRT Haber'in yeni sezondaki 3 programı belli oldu...
DÜNDEN BUGÜNE
Hülya Aksu Düzgün'ün sunuculuğunu yaptığı programda, Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci izleyicileri tarihin gizli kalmış sayfalarında gezintiye davet ediyor.
Dünden Bugüne, her salı saat 20.00'de TGRT Haber'de.
HESAPSIZ SOHBETLER
Ekonomist Mustafa Selçuk ve Hande Karagöz, her perşembe günü saat 20.00'de canlı yayın konuklarıyla ekonominin ve hayatın nabzını tutacaklar.
Hesapsız Sohbetler, her perşembe saat 20.00'de TGRT Haber'de.
BAŞLAMA VURUŞU
Ümit Aktan ve Ömer Faruk Ünal, haftanın maçlarını, hameklerini, sonuç tahminlerini canlı yayın konuklarıyla tartışıyor.
Başlama Vuruşu, her cuma saat 22.00'de TGRT Haber'de
DÜNDEN BUGÜNE
Hülya Aksu Düzgün'ün sunuculuğunu yaptığı programda, Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci izleyicileri tarihin gizli kalmış sayfalarında gezintiye davet ediyor.
Dünden Bugüne, her salı saat 20.00'de TGRT Haber'de.
HESAPSIZ SOHBETLER
Ekonomist Mustafa Selçuk ve Hande Karagöz, her perşembe günü saat 20.00'de canlı yayın konuklarıyla ekonominin ve hayatın nabzını tutacaklar.
Hesapsız Sohbetler, her perşembe saat 20.00'de TGRT Haber'de.
BAŞLAMA VURUŞU
Ümit Aktan ve Ömer Faruk Ünal, haftanın maçlarını, hameklerini, sonuç tahminlerini canlı yayın konuklarıyla tartışıyor.
Başlama Vuruşu, her cuma saat 22.00'de TGRT Haber'de
FULİN ARIKAN TRT'DEN AYRILMIYOR !
MedyaTava'nın haberine göre TRT Ana Haber Spikerliğinden Alınan Fulin Arıkan Bunu kabul etmemiş ve işi bırakmıştı.Yüklü tazminat aldığını iddia eden MedyaTava'ya cevap Fulin Arıkan'dan Geldi İşte O Açıklama
Değerli Editör,
TRT 1 Ana Haber’in sunumunda değişiklik olduğu yönündeki haberiniz doğrudur. Bu durum, TRT gibi güçlü ve personel alternatifi çok bir kanal için doğal bir süreçtir. Ancak yıllardır emek verdiğim ve severek çalıştığım kanalımdan ayrılacağım yönündeki bilgi gerçeği yansıtmıyor. Önümüzdeki dönemde, kurulum hazırlıkları hızla devam eden “TRT HABER” kanalında başarılı projelere imza atmak için ekip arkadaşlarımla birlikte ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Bilginize iletmek istedim.
Saygılarımla…
Fulin ARIKAN
TRT Spikeri
MedyaTava
7 Aralık 2009 Pazartesi
"Özcan krallığı devrildi ekranın yeni kralları Kenan ile Kıvanç" > Memet Güler Yazdı
Özcan krallığı devrildi ekranın yeni kralları Kenan ile Kıvanç
ASLINDA perşembenin gelişi, çarşambadan belliydi. Özcan Deniz, Samanyolu'ndan önce rol aldığı iki dizisi Kader ve Aşk Yakar'da da bir türlü istediği başarıyı elde edememişti. Asmalı Konak ve Haziran Gecesi'yle ismini diziler ligine altın harflerle yazdırmayı başaran Özcan, ikisi de birbirinden iddialı sonraki o iki projede, deyim yerindeyse yerlere serilmişti. Ancak hiçbirindeki hüsran, Samanyolu ile kıyaslanacak gibi değildi. Özcan Deniz, Samanyolu ile sanat hayatının, en azından ekran macerasının en ağır yenilgisini tattı. Samanyolu, diziler arasındaki reyting yarışında hem yapımcısı Ay Yapım'a, ki bu şirket ekranın en çok sevilen-seyredilen dizileri olan Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu ve Ezel'e de imza atan şirkettir, hem de Özcan'a müthiş bir hayal kırıklığı yaşattı. Peki neden? İlk sebep elbette dizinin yayınlandığı kanal. Atv, son dönemde ekrana sürdüğü hiçbir diziden istediği karşılığı alamıyor. Başka bir kanalda ekrana gelse büyük kitleleri rahat rahat peşinden sürükleyecek olan yapımlar, atv'de bir türlü dikiş tutturamıyor. Atv'nin müzmin seyircisi, kim ne derse desin her geçen gün kanaldan biraz daha uzaklaşıyor. Bunun nedenlerini daha önce uzun uzun anlatmıştım. Şimdi burada aynı şeyleri bir kez daha tekrarlayıp sizi sıkmayacağım. Ama elbette asıl neden, dizi seyircisinin Özcan'dan soğumuş olmasında yatıyor. Müzisyenlik, şarkıcılık tamam ama iş dizilerde jönlüğe gelince, seyirci artık bambaşka isimlere odaklanıyor. Örneğin Ezel'deki Kenan İmirzalıoğlu, örneğin Aşk-ı Memnu'nun hercai Behlül'ü Kıvanç Tatlıtuğ. Ekranda son yıllarda en sevilen, büyük hayranlıkla takip edilen dizilerde hep onlar var. İçinde yer aldıkları projeleri, bir şekilde mutlaka zirveye taşımayı başarıyorlar. Ve aralarına da kolay kolay kimseleri alacak gibi görünmüyorlar. Çünkü aslına bakarsanız birbirine yakın tiplerle çıkıyorlar seyircilerinin karşısına. Bir dizide köyün ağası, bir dizide milyonlarla oynayan bir işadamı, bir diğerinde mahallenin yakışıklı delikanlısı olarak görmüyoruz onları. Özcan Deniz, korkarım üçüncü dizisinde de hayal kırıklığı yaşayacak. Ve umarım bundan sonra kendi asıl işine, o müthiş yeteneğine, yani müziğe odaklanacak. Biliyorum, şimdi bunları söyledim diye Özcan fanatikleri bana kızacak. Ama işte dizinin ilk bölümünün reyting sonuçları ortada efendim. Samanyolu'nu, bunları yazmadan önce diziye haksızlık yapmamak için oturdum iki kere seyrettim. Kral çıplaksa, hatta çırılçıplaksa kusuruma bakmayın ama ben nasıl giyinikti derim. Hepinize iyi haftalar...
Müjde Ar'ı delirten haber
Anadolu'da erkeksiz okul açılması yönündeki haber için bakın ne söyledi. | |
Bu haberi yorumlayan Müjde Ar, "Ben artık delirmemek için böyle haberler karşısında kendimi zor tutuyorum. Her hafta böyle bir yumurta yumurtlanıyor. Hem çocuk yaşta insanlar evlenmesin diyoruz, öbür taraftan da eğitimlerinin önüne her türlü engeli koyuyoruz. Yani ayrı ayrı sınıflarda, ayrı ayrı okullarda olunca bu çocukların aklına hiç böyle şeyler gelmeyecek. İnanılır gibi değil" diye konuştu. |
Müjde Ar'ı delirten haber
Anadolu'da erkeksiz okul açılması yönündeki haber için bakın ne söyledi. | |
Bu haberi yorumlayan Müjde Ar, "Ben artık delirmemek için böyle haberler karşısında kendimi zor tutuyorum. Her hafta böyle bir yumurta yumurtlanıyor. Hem çocuk yaşta insanlar evlenmesin diyoruz, öbür taraftan da eğitimlerinin önüne her türlü engeli koyuyoruz. Yani ayrı ayrı sınıflarda, ayrı ayrı okullarda olunca bu çocukların aklına hiç böyle şeyler gelmeyecek. İnanılır gibi değil" diye konuştu. |
5 Aralık 2009 Cumartesi
GAZETE TIRAJLARI VE DEMOKRASI > Mustafa Mutlu yazdı...
AKP, 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri sonrasında iktidar koltuğuna oturdu...
6-12 Ocak 2003 tarihli tiraj raporuna göre, Türkiye’deki gazetelerin ortalama günlük satışı 3 milyon 660 bin 171’di...
O günlerde iktidarı açıkça destekleyen gazetelerin satış rakamları ise şöyleydi:
Zaman: 294.474
Türkiye: 128.252
Yeni Şafak: 64.402
Vakit: 60.052
Yeni Asya: 7.610
Toplam tirajları: 554 bin 790
İktidar yanlısı gazetelerin, toplam gazete satışlarından aldığı pay: Yüzde 15,1...
***
Aradan 6 yıl 10 ay geçti...
23-29 Kasım 2009 tarihli tiraj raporuna göre ülkemizdeki günlük gazete tirajı 4 milyon 252 bin 781’e ulaştı...
İktidarı açıkça destekleyen tarikat gazetelerine, bir de “merkez medya”dan devşirilen “akraba, eş-dost” gazeteleri eklendi...
Bunların bugünkü satış rakamları da şöyle:
Zaman: 850.165
Sabah: 358.669
Türkiye: 145.254
Takvim: 118.980
Star: 109.780
Yeni Şafak: 100.925
Taraf: 52.252
Anadolu’da Vakit: 50.611
Bugün: 43.629
Yeni Asya: 11.278
Toplam tirajları: 1 milyon 849 bin 543!
İktidar yanlısı gazetelerin, toplam gazete satışlarından aldığı pay: Yüzde 43.49...
***
Futbol ve magazin gazetelerini bir kenara koyduğunuzda, bugün satılan her 10 ulusal gazeteden 5’inin, gizlemeye bile gerek görmeksizin iktidar destekçiliği yaptığını görüyorsunuz!
Bu tabloya bir de “merkez medya” daymış gibi görünen; ama patronlarının “iş ilişkileri” yüzünden iktidara “örtülü destek veren” gazeteleri de eklerseniz...
Durum daha da vahim bir hâl alıyor.
***
Gelin görün ki; iktidar yanlısı gazetelerin sayı ve tiraj olarak bu mucizevi büyüyüşü bile, “En Büyük Devlet Büyüğü”nü kesmiyor...
İstiyor ki; herkes kendisini desteklesin, övsün, alkışlasın...
Bir tek bile muhalif kalmasın...
Desteklemeyene, övmeyene, alkışlamayana, anında yaftayı asıyor:
“Barış, millet ve devlet düşmanı!”
***
Demokrasi, “çok seslilik” rejimidir.
Bir ülkedeki gazeteler ve onların tirajları da “çok sesliliğin” en önemli göstergesidir.
Şimdi... Kararı size bırakıyorum:
Duygularınızı dinleyerek değil, yukarıdaki somut verilere bakarak söyleyin:
Son altı yılda demokrasiye mi yürümüşüz, yoksa tek sesliliğe mi?
6-12 Ocak 2003 tarihli tiraj raporuna göre, Türkiye’deki gazetelerin ortalama günlük satışı 3 milyon 660 bin 171’di...
O günlerde iktidarı açıkça destekleyen gazetelerin satış rakamları ise şöyleydi:
Zaman: 294.474
Türkiye: 128.252
Yeni Şafak: 64.402
Vakit: 60.052
Yeni Asya: 7.610
Toplam tirajları: 554 bin 790
İktidar yanlısı gazetelerin, toplam gazete satışlarından aldığı pay: Yüzde 15,1...
Aradan 6 yıl 10 ay geçti...
23-29 Kasım 2009 tarihli tiraj raporuna göre ülkemizdeki günlük gazete tirajı 4 milyon 252 bin 781’e ulaştı...
İktidarı açıkça destekleyen tarikat gazetelerine, bir de “merkez medya”dan devşirilen “akraba, eş-dost” gazeteleri eklendi...
Bunların bugünkü satış rakamları da şöyle:
Zaman: 850.165
Sabah: 358.669
Türkiye: 145.254
Takvim: 118.980
Star: 109.780
Yeni Şafak: 100.925
Taraf: 52.252
Anadolu’da Vakit: 50.611
Bugün: 43.629
Yeni Asya: 11.278
Toplam tirajları: 1 milyon 849 bin 543!
İktidar yanlısı gazetelerin, toplam gazete satışlarından aldığı pay: Yüzde 43.49...
Futbol ve magazin gazetelerini bir kenara koyduğunuzda, bugün satılan her 10 ulusal gazeteden 5’inin, gizlemeye bile gerek görmeksizin iktidar destekçiliği yaptığını görüyorsunuz!
Bu tabloya bir de “merkez medya” daymış gibi görünen; ama patronlarının “iş ilişkileri” yüzünden iktidara “örtülü destek veren” gazeteleri de eklerseniz...
Durum daha da vahim bir hâl alıyor.
Gelin görün ki; iktidar yanlısı gazetelerin sayı ve tiraj olarak bu mucizevi büyüyüşü bile, “En Büyük Devlet Büyüğü”nü kesmiyor...
İstiyor ki; herkes kendisini desteklesin, övsün, alkışlasın...
Bir tek bile muhalif kalmasın...
Desteklemeyene, övmeyene, alkışlamayana, anında yaftayı asıyor:
“Barış, millet ve devlet düşmanı!”
Demokrasi, “çok seslilik” rejimidir.
Bir ülkedeki gazeteler ve onların tirajları da “çok sesliliğin” en önemli göstergesidir.
Şimdi... Kararı size bırakıyorum:
Duygularınızı dinleyerek değil, yukarıdaki somut verilere bakarak söyleyin:
Son altı yılda demokrasiye mi yürümüşüz, yoksa tek sesliliğe mi?
TRT 3 LOGOSUNU DEĞİŞTİRDİ
TRT 3 televizyonu kanal logosunu değiştirdi. Kanal TRT 1'in yeni dönemdeki logosunun benzerini kullanmaya başladı ekran grafiklerinin ve yazılarının değişmediği kanal yayına devam ediyor... TRT 3 TELEVIZYONUNU IZLEMEK İÇİN TIKLAYN
2 Aralık 2009 Çarşamba
Yeni Baştan Dizisi Ne Kadar Izlendi ?
FOX'un yeni dizisi Yeni Baştan tüm izleyiciler kategorisinde 57. oldu FOX'un pazartesi en çok izlenen yapımı ise hergün olduğu gibi "DENIZ YILDIZI " dizisi oldu Diziler içinde ve gün içinde en çok izlenen yapım EZEL oldu
Mehmet Tezkan "BAŞBAKAN'A CEVABIMDIR "
Spor gazeteciliğinin duayeni Abdülkadir Yücelman’ı son yolculuğuna uğurlamak için toplanmıştık, telefonum çaldı..
Meslekten bir arkadaşım..
Ne diyorsun?
Neye!
Başbakan sana kızmış..
Yok canım dedim.. Niye kızmış ki.. Ben ne yaptım ki!..
Bugünkü yazına kızmış dedi, ısrar etti; eee ne diyorsun?
Allah razı olsun.. Başbakan beni onurlandırdı dedim..
Bu kez arkadaşım ‘niye’ diye sordu..
Demek ki beni okuyor, ciddiye alıyor, görüşlerime değer veriyor ki cevap verme ihtiyacı duydu..
Milletvekillerine yaptığı grup konuşmasının bir bölümünü benim yazıma ayırmış.. Cevap verme ihtiyacı duymuş..
Benim için gurur verici.. Başbakan’a teşekkür ederim..
Dedim..
* * *
Koşa koşa gazeteye gittim.. Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberden Başbakan’ın sözlerini defalarca okudum..
Bir kere..
“Siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur bulur” demedim.. Başbakan’a yanlış sunulmuş..
“Siyasetçiler az konuşunca ülke rahatlıyor” dedim..
Arada çok fark var..
Bunu da ilk defa söylemiyorum.. Siyasetçiler kürsüden hakaret dolu sözcüklerle birbirlerine saldırınca, birbirlerini vatan haini ilan edince ülke geriliyor..
Bunu söyledim..
Başbakan bana cevap verirken şöyle demiş..
“Ben de diyorum ki ‘siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız, ülke o kadar huzur bulur’ ”
Başbakan böyle düşünüyor olabilir..
Kimi de tam tersini düşünüyordur.. İyi ki köşe yazarları var, duygularımıza düşüncelerimize tercüman oluyorlar diyordur..
Anlayacağınız tartışmaya açık bir durum..
Bütün köşe yazarlarını kapsadığı için tek başıma üstüme almıyorum..
600‘e yakın köşe yazarı varmış.. AKP’ye yakın olanı da var, uzak olanı da.. Tam destek vereni de var, karşıtı da..
Var oğlu var..
Demek ki demokrasinin bu ayağında fazla sıkıntı yok!
* * *
Başbakan’ın sözleriyle devam edelim..
“Geçmişte bir köşe yazarı haftada bir veya iki kez yazardı. Ama şimdi her gün. Yarım saatte bir köşe yazısı yazabiliyorlar, ne kabiliyetli insanlar”’
Başbakan haklı.. Kendisine yüzde yüz katılıyorum..
Altı gün köşe yazısı çok..
Çok da bizimki biraz da ekmek parası.. İki gün yazı yazmak karın doyurmuyor.. Bu yaştan sonra ek iş de yapacak halimiz yok..
Maaşımdan kesmesinler yazıyı altı günden ikiye indirelim!
Söz..
Tüm köşeciler adına..
* * *
Başbakan’ın sözlerinde kızgınlık hissetmedim.. Bir sorun yok..
Ben siyasetçiler her gün konuşuyor, haftada bir gün konuşsunlar demişim..
Başbakan da sen de her gün yazıyorsun, haftada bir gün yaz demiş..
Esprili bir dille yanıt vermiş..
Üçüncü bir şahsa sorsak ikiniz de haklısınız der..
* * *
Buraya kadar her şey iyi hoş da Başbakan’ın bundan sonraki sözlerinde benim açımdan büyük problem var..
Gerçi benim için mi söylüyor, genelleme mi yapıyor belli değil..
Defalarca okudum, bana cevap vermeden önce muhalefete yüklenmişti, anladım ki onlara söylüyor.. Anladım ki araya aklına gelip beni sıkıştırınca biraz karışıklık olmuş..
Yanlış anlaşılmasın, üstüme kalmasın diye yine de cevabımı vereyim..
* * *
Başbakan’ın “Bunlar çok partili hayata, serbest piyasa ekonomisine geçerken de, Boğaziçi Köprüsü yapılırken de rahatsız oldular. Küresel sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasından, Türkiye’nin AB’ye katılmasından ve Kıbrıs sorununun çözülmesinden de rahatsız oldular. Şimdi 3. Köprü yapılıyor yine rahatsız olmaya başladılar” sözleriyle kızdığı, çattığı kişi ben değilim..
Neden mi?
Valla ne çok partili hayata karşıyım ne de küresel sermayenin gelmesine..
Tam tersi acayip destekliyorum..
Avrupa Birliği mi?
Başbakan’dan daha çok AB yanlısıyım.. AKP’yi ağır davranmakla eleştiriyorum.. Türkiye’nin AB’ye katılımı Türkiye’ye sınıf atlatacak, bu sayede demokrasi sağlam temellere oturacak, diyenlerdenim.. Türkiye’yi AB’li yapacak partiye gözüm kapalı oyumu veririm..
3. Köprü meselesine gelince..
Karşı değilim.. Hele İstanbul’un bu halini her gün yaşayan biri olarak bir an önce başlasalar diyorum..
Destekliyorum..
* * *
Gelelim bir başka problemli yere..
Başbakan bana verdiği cevabın hemen sonrasında “Bunların yaptıkları açık tahrikten başka bir şey değildir. Bu tezleri ileri sürenler, millet, devlet, barış düşmanıdır” demiş..
Bu sözleri de bana değildir herhalde..
Barış sürecini provoke ediyorlar dediklerinedir..
Çünkü..
Siyasetçiler az konuşsun demek nasıl tahrik olur ki..
Veya millet ,devlet, barış düşmanlığı..
Üstüme almadım..
* * *
Sonra..
Başbakan’ın ‘barış’ dediği ‘Kürt açılımı’nı ise bütün kalbimle destekliyorum.. Başbakan bu konulara girmediği dönemde PKK meselesi Türkiye’nin en önemli meselesidir, mutlaka çözmek zorunda olduğu meseledir, Türkiye’nin ayak bağıdır diye onlarca yazı yazdım..
Haa...
Ben hükümetin bu konuda izlediği yöntemi yanlış buluyorum.. Yola hatalı çıktığını düşünüyorum.. Bu şekilde yürütemeyeceğini görüyorum..
Bunu eleştiriyorum..
Kürt açılımı fikrini değil..
* * *
Şunu da anlamış değilim..
İmkânım yok Başbakan’a soramadım da..
120‘yi aşkın ülkede, 3 bin medya şirketi, 18 bin yayın, 15 bin internet sitesini temsil eden Dünya Gazeteciler ve Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu beş ülkeye basın özgürlüğü ihlalleriyle ilgili çağrı yaptı..
O ülkeler şunlar..
Türkiye, Rusya, Çin, Küba, Pakistan..
Türkiye için pek iç acıcı bir tablo değil..
Sıkıntılı bir durum..
Başbakan’ın özgür basın çağrısına cevap vermesini beklerken böyle bir günde bir gazeteciye niye yüklendi, anlamadım
Valla hiç anlamadım..
Günü değildi de!..
Mehmet Tezkan - Milliyet
Meslekten bir arkadaşım..
Ne diyorsun?
Neye!
Başbakan sana kızmış..
Yok canım dedim.. Niye kızmış ki.. Ben ne yaptım ki!..
Bugünkü yazına kızmış dedi, ısrar etti; eee ne diyorsun?
Allah razı olsun.. Başbakan beni onurlandırdı dedim..
Bu kez arkadaşım ‘niye’ diye sordu..
Demek ki beni okuyor, ciddiye alıyor, görüşlerime değer veriyor ki cevap verme ihtiyacı duydu..
Milletvekillerine yaptığı grup konuşmasının bir bölümünü benim yazıma ayırmış.. Cevap verme ihtiyacı duymuş..
Benim için gurur verici.. Başbakan’a teşekkür ederim..
Dedim..
* * *
Koşa koşa gazeteye gittim.. Anadolu Ajansı’nın geçtiği haberden Başbakan’ın sözlerini defalarca okudum..
Bir kere..
“Siyasetçiler ne kadar az konuşursa ülke o kadar huzur bulur” demedim.. Başbakan’a yanlış sunulmuş..
“Siyasetçiler az konuşunca ülke rahatlıyor” dedim..
Arada çok fark var..
Bunu da ilk defa söylemiyorum.. Siyasetçiler kürsüden hakaret dolu sözcüklerle birbirlerine saldırınca, birbirlerini vatan haini ilan edince ülke geriliyor..
Bunu söyledim..
Başbakan bana cevap verirken şöyle demiş..
“Ben de diyorum ki ‘siz köşe yazarları ne kadar az yazarsanız, ülke o kadar huzur bulur’ ”
Başbakan böyle düşünüyor olabilir..
Kimi de tam tersini düşünüyordur.. İyi ki köşe yazarları var, duygularımıza düşüncelerimize tercüman oluyorlar diyordur..
Anlayacağınız tartışmaya açık bir durum..
Bütün köşe yazarlarını kapsadığı için tek başıma üstüme almıyorum..
600‘e yakın köşe yazarı varmış.. AKP’ye yakın olanı da var, uzak olanı da.. Tam destek vereni de var, karşıtı da..
Var oğlu var..
Demek ki demokrasinin bu ayağında fazla sıkıntı yok!
* * *
Başbakan’ın sözleriyle devam edelim..
“Geçmişte bir köşe yazarı haftada bir veya iki kez yazardı. Ama şimdi her gün. Yarım saatte bir köşe yazısı yazabiliyorlar, ne kabiliyetli insanlar”’
Başbakan haklı.. Kendisine yüzde yüz katılıyorum..
Altı gün köşe yazısı çok..
Çok da bizimki biraz da ekmek parası.. İki gün yazı yazmak karın doyurmuyor.. Bu yaştan sonra ek iş de yapacak halimiz yok..
Maaşımdan kesmesinler yazıyı altı günden ikiye indirelim!
Söz..
Tüm köşeciler adına..
* * *
Başbakan’ın sözlerinde kızgınlık hissetmedim.. Bir sorun yok..
Ben siyasetçiler her gün konuşuyor, haftada bir gün konuşsunlar demişim..
Başbakan da sen de her gün yazıyorsun, haftada bir gün yaz demiş..
Esprili bir dille yanıt vermiş..
Üçüncü bir şahsa sorsak ikiniz de haklısınız der..
* * *
Buraya kadar her şey iyi hoş da Başbakan’ın bundan sonraki sözlerinde benim açımdan büyük problem var..
Gerçi benim için mi söylüyor, genelleme mi yapıyor belli değil..
Defalarca okudum, bana cevap vermeden önce muhalefete yüklenmişti, anladım ki onlara söylüyor.. Anladım ki araya aklına gelip beni sıkıştırınca biraz karışıklık olmuş..
Yanlış anlaşılmasın, üstüme kalmasın diye yine de cevabımı vereyim..
* * *
Başbakan’ın “Bunlar çok partili hayata, serbest piyasa ekonomisine geçerken de, Boğaziçi Köprüsü yapılırken de rahatsız oldular. Küresel sermayenin Türkiye’ye yatırım yapmasından, Türkiye’nin AB’ye katılmasından ve Kıbrıs sorununun çözülmesinden de rahatsız oldular. Şimdi 3. Köprü yapılıyor yine rahatsız olmaya başladılar” sözleriyle kızdığı, çattığı kişi ben değilim..
Neden mi?
Valla ne çok partili hayata karşıyım ne de küresel sermayenin gelmesine..
Tam tersi acayip destekliyorum..
Avrupa Birliği mi?
Başbakan’dan daha çok AB yanlısıyım.. AKP’yi ağır davranmakla eleştiriyorum.. Türkiye’nin AB’ye katılımı Türkiye’ye sınıf atlatacak, bu sayede demokrasi sağlam temellere oturacak, diyenlerdenim.. Türkiye’yi AB’li yapacak partiye gözüm kapalı oyumu veririm..
3. Köprü meselesine gelince..
Karşı değilim.. Hele İstanbul’un bu halini her gün yaşayan biri olarak bir an önce başlasalar diyorum..
Destekliyorum..
* * *
Gelelim bir başka problemli yere..
Başbakan bana verdiği cevabın hemen sonrasında “Bunların yaptıkları açık tahrikten başka bir şey değildir. Bu tezleri ileri sürenler, millet, devlet, barış düşmanıdır” demiş..
Bu sözleri de bana değildir herhalde..
Barış sürecini provoke ediyorlar dediklerinedir..
Çünkü..
Siyasetçiler az konuşsun demek nasıl tahrik olur ki..
Veya millet ,devlet, barış düşmanlığı..
Üstüme almadım..
* * *
Sonra..
Başbakan’ın ‘barış’ dediği ‘Kürt açılımı’nı ise bütün kalbimle destekliyorum.. Başbakan bu konulara girmediği dönemde PKK meselesi Türkiye’nin en önemli meselesidir, mutlaka çözmek zorunda olduğu meseledir, Türkiye’nin ayak bağıdır diye onlarca yazı yazdım..
Haa...
Ben hükümetin bu konuda izlediği yöntemi yanlış buluyorum.. Yola hatalı çıktığını düşünüyorum.. Bu şekilde yürütemeyeceğini görüyorum..
Bunu eleştiriyorum..
Kürt açılımı fikrini değil..
* * *
Şunu da anlamış değilim..
İmkânım yok Başbakan’a soramadım da..
120‘yi aşkın ülkede, 3 bin medya şirketi, 18 bin yayın, 15 bin internet sitesini temsil eden Dünya Gazeteciler ve Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu beş ülkeye basın özgürlüğü ihlalleriyle ilgili çağrı yaptı..
O ülkeler şunlar..
Türkiye, Rusya, Çin, Küba, Pakistan..
Türkiye için pek iç acıcı bir tablo değil..
Sıkıntılı bir durum..
Başbakan’ın özgür basın çağrısına cevap vermesini beklerken böyle bir günde bir gazeteciye niye yüklendi, anlamadım
Valla hiç anlamadım..
Günü değildi de!..
Mehmet Tezkan - Milliyet
HABERTÜRK LİDERLİĞİNİ SÜRDÜRÜYOR / YİNE TÜRKİYE'NİN EN ÇOK IZLENEN HABER KANALI OLDU !
Habertürk TV Kasım ayı reyting ölçümlerinde de tüm rakiplerini geride bırakarak, 'Türkiye'nin en çok izlenen haber kanalı' unvanını korudu
Yiğit Bulut yönetimindeki HABERTÜRK TV liderliğini sürdürüyor.
Türkiye gündemi HABERTÜRK TV’den izlemeye devam ediyor. AGB’nin Kasım ayı reyting ölçümlerine göre, HABERTÜRK TV Tüm Kişiler Tüm Gün kategorisinde 1.3, Prime Time’da ise 1.0 izlenme payı ile haber kanalları arasında birinci oldu.
Türkiye gündemi HABERTÜRK TV’den izlemeye devam ediyor. AGB’nin Kasım ayı reyting ölçümlerine göre, HABERTÜRK TV Tüm Kişiler Tüm Gün kategorisinde 1.3, Prime Time’da ise 1.0 izlenme payı ile haber kanalları arasında birinci oldu.
HABERTÜRK TV, AB Grubu’nda ise Tüm Gün katerogisinde 2.32, Prime Time’da 1.76 izlenme payına ulaştı.
Fatih Altaylı'dan Başbakan Erdoğan'ın Görüşüne Destek Geldi
Gazete Habertürk Yazarı Fatih Altaylı Başbakan Erdoğan'ın "Köşe yazarları az yazmalı " sözüne destek verdi ve hergün yazmanın zorluklarını söyledi hergün yazmanın okur isteği olduğunu söyleyen Altaylı hergün yazı yazmayı kendilerininde istemediğini yazısında aktardı
İşte O Yazı
Fatih Altaylı/ Gazete Habertürk
Her gün yazı yazılır mı?
BAŞBAKAN Erdoğan haklı.
Köşe yazarı dediğin 6 gün yazmaz.
Köşe yazmaya ilk başladığım Güneş Gazetesi'nde haftada 1 gün yazardım.
Sonra Güneş battı. Ben de askere gittim.
Dönüşte radyoculuk deneyeyim derken bir yandan da gazetelerle görüşüyoruz. Hürriyet'ten yazarlık teklifi geldi.
Ertuğrul Özkök'le oturup konuştuk.
"Haftada 2 gün yazayım" dedim.
"Olmaz, en az 5 gün" dedi.
"Yapmayın Ertuğrul Bey, ben Sokrates miyim, Platon muyum? Haftada 6 gün kim fikir üretecek" dedim.
3 gün üzerinde mutabık kaldık.
Ancak gördüm ki, bizim memlekette haftada en az 5, hatta 6 gün yazmıyorsan, okur seni adam yerine koymuyor.
Konuk yazar muamelesi görüyorsun.
Yazarlığın raconu 6 günden az yazmamak. Ama bu yazarın değil, okurun tercihi. Bir süre sonra Özkök, "Gördün mü" dedi.
"Gördüm ama inadım inat" dedim.
Sonunda pes ettim. Haftada 6 gün Hürriyet'in orta sayfasına yerleşmek zorunda kaldım.
Ama Başbakan, köşe yazarlarının gereğinden fazla yazı yazdığı konusunda haklı.
Haftada 6 gün yazı yazmak insani değil. Zaten 6 gün yazsan da iyi yazı ya 1 tane çıkıyor, ya iki tane. Gerisi laf kalabalığı.
Dünyanın başka yerinde de bu kadar yazan yazar yok.
Başbakan bu konuda Batı standardını istemekte haklı.
Ama bizim de aynı standardı siyasette isteme hakkımız var.
İşte O Yazı
Fatih Altaylı/ Gazete Habertürk
Her gün yazı yazılır mı?
BAŞBAKAN Erdoğan haklı.
Köşe yazarı dediğin 6 gün yazmaz.
Köşe yazmaya ilk başladığım Güneş Gazetesi'nde haftada 1 gün yazardım.
Sonra Güneş battı. Ben de askere gittim.
Dönüşte radyoculuk deneyeyim derken bir yandan da gazetelerle görüşüyoruz. Hürriyet'ten yazarlık teklifi geldi.
Ertuğrul Özkök'le oturup konuştuk.
"Haftada 2 gün yazayım" dedim.
"Olmaz, en az 5 gün" dedi.
"Yapmayın Ertuğrul Bey, ben Sokrates miyim, Platon muyum? Haftada 6 gün kim fikir üretecek" dedim.
3 gün üzerinde mutabık kaldık.
Ancak gördüm ki, bizim memlekette haftada en az 5, hatta 6 gün yazmıyorsan, okur seni adam yerine koymuyor.
Konuk yazar muamelesi görüyorsun.
Yazarlığın raconu 6 günden az yazmamak. Ama bu yazarın değil, okurun tercihi. Bir süre sonra Özkök, "Gördün mü" dedi.
"Gördüm ama inadım inat" dedim.
Sonunda pes ettim. Haftada 6 gün Hürriyet'in orta sayfasına yerleşmek zorunda kaldım.
Ama Başbakan, köşe yazarlarının gereğinden fazla yazı yazdığı konusunda haklı.
Haftada 6 gün yazı yazmak insani değil. Zaten 6 gün yazsan da iyi yazı ya 1 tane çıkıyor, ya iki tane. Gerisi laf kalabalığı.
Dünyanın başka yerinde de bu kadar yazan yazar yok.
Başbakan bu konuda Batı standardını istemekte haklı.
Ama bizim de aynı standardı siyasette isteme hakkımız var.
KASIM AYINDA HANGİ KANAL NE KADAR İZLENDİ? İŞTE 32 KANALIN İZLENME PAYLARI...
Kasım ayında 32 kanalın izlenme payları belli oldu. Kanal D'nin uzak ara birinci bitirdiği Kasım'da haber kanalları arasındaki rekabet kızıştı. NTV Spor, Kanaltürk ise ayın en çok yükselen kanalları oldular. İşte 32 kanalın izlenme payları...
Tüm Kişiler Grubu
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 15.5 23.0
SHOW TV 9.2 11.5
ATV 10.6 10.9
STAR TV 9.1 10.0
FOX TV 7.8 6.6
SAMANYOLU TV 5.5 6.0
KANAL 7 4.5 4.1
TRT 1 3.0 2.4
FLASH TV 1.8 1.9
KANAL 1 0.9 1.1
HABER TURK 1.3 1.0
NTV 1.2 1.0
TNT TV 0.9 0.8
KANAL TURK 0.8 0.8
CINE 5 0.9 0.6
TV 8 0.7 0.6
TRT 2 1.0 0.4
TRT 3 0.7 0.4
KRAL TV 0.9 0.3
NTV SPOR 0.5 0.3
CNBC-E 0.4 0.3
KANAL A 0.3 0.3
CNN TURK 0.4 0.2
SKYTURK 0.2 0.1
TGRT HABER 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
S.YOLU HABER 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
POWER TURK 0.1 0.0
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 21.3 15.0
TOPLAM 100.0 100.0
Dijital İzleyiciler
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.5 22.2
SHOW TV 9.4 12.2
STAR TV 8.6 10.0
ATV 9.3 9.3
FOX TV 6.9 5.9
SAMANYOLU TV 4.3 4.8
KANAL 7 3.5 3.2
TRT 1 2.5 2.1
KANAL 1 1.3 1.5
FLASH TV 1.3 1.3
CARTOON NETWORK 2.6 1.0
KANAL TURK 0.9 1.0
HABER TURK 1.0 0.7
NTV 0.7 0.7
TNT TV 0.6 0.7
CINE 5 0.8 0.6
NTV SPOR 0.7 0.5
TV 8 0.6 0.5
YUMURCAK TV 1.7 0.4
TRT 2 0.7 0.3
CNBC-E 0.3 0.3
CNN TURK 0.5 0.2
TRT 3 0.5 0.2
KANAL A 0.2 0.2
KRAL TV 0.5 0.1
TGRT HABER 0.3 0.1
POWER TURK 0.2 0.1
S.YOLU HABER 0.2 0.1
SKYTURK 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 25.0 19.5
TOPLAM 100.0 100.0
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA
Tüm Kişiler Grubu
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 15.5 23.0
SHOW TV 9.2 11.5
ATV 10.6 10.9
STAR TV 9.1 10.0
FOX TV 7.8 6.6
SAMANYOLU TV 5.5 6.0
KANAL 7 4.5 4.1
TRT 1 3.0 2.4
FLASH TV 1.8 1.9
KANAL 1 0.9 1.1
HABER TURK 1.3 1.0
NTV 1.2 1.0
TNT TV 0.9 0.8
KANAL TURK 0.8 0.8
CINE 5 0.9 0.6
TV 8 0.7 0.6
TRT 2 1.0 0.4
TRT 3 0.7 0.4
KRAL TV 0.9 0.3
NTV SPOR 0.5 0.3
CNBC-E 0.4 0.3
KANAL A 0.3 0.3
CNN TURK 0.4 0.2
SKYTURK 0.2 0.1
TGRT HABER 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
S.YOLU HABER 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
POWER TURK 0.1 0.0
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 21.3 15.0
TOPLAM 100.0 100.0
Dijital İzleyiciler
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.5 22.2
SHOW TV 9.4 12.2
STAR TV 8.6 10.0
ATV 9.3 9.3
FOX TV 6.9 5.9
SAMANYOLU TV 4.3 4.8
KANAL 7 3.5 3.2
TRT 1 2.5 2.1
KANAL 1 1.3 1.5
FLASH TV 1.3 1.3
CARTOON NETWORK 2.6 1.0
KANAL TURK 0.9 1.0
HABER TURK 1.0 0.7
NTV 0.7 0.7
TNT TV 0.6 0.7
CINE 5 0.8 0.6
NTV SPOR 0.7 0.5
TV 8 0.6 0.5
YUMURCAK TV 1.7 0.4
TRT 2 0.7 0.3
CNBC-E 0.3 0.3
CNN TURK 0.5 0.2
TRT 3 0.5 0.2
KANAL A 0.2 0.2
KRAL TV 0.5 0.1
TGRT HABER 0.3 0.1
POWER TURK 0.2 0.1
S.YOLU HABER 0.2 0.1
SKYTURK 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 25.0 19.5
TOPLAM 100.0 100.0
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA
KASIM AYINDA HANGİ KANAL NE KADAR İZLENDİ? İŞTE 32 KANALIN İZLENME PAYLARI...
© MEDYATAVA-Kasım ayında 32 kanalın izlenme payları belli oldu. Kanal D'nin uzak ara birinci bitirdiği Kasım'da haber kanalları arasındaki rekabet kızıştı. NTV Spor, Kanaltürk ise ayın en çok yükselen kanalları oldular. İşte 32 kanalın izlenme payları...
Tüm Kişiler Grubu
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 15.5 23.0
SHOW TV 9.2 11.5
ATV 10.6 10.9
STAR TV 9.1 10.0
FOX TV 7.8 6.6
SAMANYOLU TV 5.5 6.0
KANAL 7 4.5 4.1
TRT 1 3.0 2.4
FLASH TV 1.8 1.9
KANAL 1 0.9 1.1
HABER TURK 1.3 1.0
NTV 1.2 1.0
TNT TV 0.9 0.8
KANAL TURK 0.8 0.8
CINE 5 0.9 0.6
TV 8 0.7 0.6
TRT 2 1.0 0.4
TRT 3 0.7 0.4
KRAL TV 0.9 0.3
NTV SPOR 0.5 0.3
CNBC-E 0.4 0.3
KANAL A 0.3 0.3
CNN TURK 0.4 0.2
SKYTURK 0.2 0.1
TGRT HABER 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
S.YOLU HABER 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
POWER TURK 0.1 0.0
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 21.3 15.0
TOPLAM 100.0 100.0
Dijital İzleyiciler
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.5 22.2
SHOW TV 9.4 12.2
STAR TV 8.6 10.0
ATV 9.3 9.3
FOX TV 6.9 5.9
SAMANYOLU TV 4.3 4.8
KANAL 7 3.5 3.2
TRT 1 2.5 2.1
KANAL 1 1.3 1.5
FLASH TV 1.3 1.3
CARTOON NETWORK 2.6 1.0
KANAL TURK 0.9 1.0
HABER TURK 1.0 0.7
NTV 0.7 0.7
TNT TV 0.6 0.7
CINE 5 0.8 0.6
NTV SPOR 0.7 0.5
TV 8 0.6 0.5
YUMURCAK TV 1.7 0.4
TRT 2 0.7 0.3
CNBC-E 0.3 0.3
CNN TURK 0.5 0.2
TRT 3 0.5 0.2
KANAL A 0.2 0.2
KRAL TV 0.5 0.1
TGRT HABER 0.3 0.1
POWER TURK 0.2 0.1
S.YOLU HABER 0.2 0.1
SKYTURK 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 25.0 19.5
TOPLAM 100.0 100.0
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA
Tüm Kişiler Grubu
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 15.5 23.0
SHOW TV 9.2 11.5
ATV 10.6 10.9
STAR TV 9.1 10.0
FOX TV 7.8 6.6
SAMANYOLU TV 5.5 6.0
KANAL 7 4.5 4.1
TRT 1 3.0 2.4
FLASH TV 1.8 1.9
KANAL 1 0.9 1.1
HABER TURK 1.3 1.0
NTV 1.2 1.0
TNT TV 0.9 0.8
KANAL TURK 0.8 0.8
CINE 5 0.9 0.6
TV 8 0.7 0.6
TRT 2 1.0 0.4
TRT 3 0.7 0.4
KRAL TV 0.9 0.3
NTV SPOR 0.5 0.3
CNBC-E 0.4 0.3
KANAL A 0.3 0.3
CNN TURK 0.4 0.2
SKYTURK 0.2 0.1
TGRT HABER 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
S.YOLU HABER 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
POWER TURK 0.1 0.0
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 21.3 15.0
TOPLAM 100.0 100.0
Dijital İzleyiciler
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.5 22.2
SHOW TV 9.4 12.2
STAR TV 8.6 10.0
ATV 9.3 9.3
FOX TV 6.9 5.9
SAMANYOLU TV 4.3 4.8
KANAL 7 3.5 3.2
TRT 1 2.5 2.1
KANAL 1 1.3 1.5
FLASH TV 1.3 1.3
CARTOON NETWORK 2.6 1.0
KANAL TURK 0.9 1.0
HABER TURK 1.0 0.7
NTV 0.7 0.7
TNT TV 0.6 0.7
CINE 5 0.8 0.6
NTV SPOR 0.7 0.5
TV 8 0.6 0.5
YUMURCAK TV 1.7 0.4
TRT 2 0.7 0.3
CNBC-E 0.3 0.3
CNN TURK 0.5 0.2
TRT 3 0.5 0.2
KANAL A 0.2 0.2
KRAL TV 0.5 0.1
TGRT HABER 0.3 0.1
POWER TURK 0.2 0.1
S.YOLU HABER 0.2 0.1
SKYTURK 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 25.0 19.5
TOPLAM 100.0 100.0
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA
KASIM AYINDA HANGİ KANAL NE KADAR İZLENDİ? İŞTE 32 KANALIN İZLENME PAYLARI...
© MEDYATAVA-Kasım ayında 32 kanalın izlenme payları belli oldu. Kanal D'nin uzak ara birinci bitirdiği Kasım'da haber kanalları arasındaki rekabet kızıştı. NTV Spor, Kanaltürk ise ayın en çok yükselen kanalları oldular. İşte 32 kanalın izlenme payları...
Tüm Kişiler Grubu
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 15.5 23.0
SHOW TV 9.2 11.5
ATV 10.6 10.9
STAR TV 9.1 10.0
FOX TV 7.8 6.6
SAMANYOLU TV 5.5 6.0
KANAL 7 4.5 4.1
TRT 1 3.0 2.4
FLASH TV 1.8 1.9
KANAL 1 0.9 1.1
HABER TURK 1.3 1.0
NTV 1.2 1.0
TNT TV 0.9 0.8
KANAL TURK 0.8 0.8
CINE 5 0.9 0.6
TV 8 0.7 0.6
TRT 2 1.0 0.4
TRT 3 0.7 0.4
KRAL TV 0.9 0.3
NTV SPOR 0.5 0.3
CNBC-E 0.4 0.3
KANAL A 0.3 0.3
CNN TURK 0.4 0.2
SKYTURK 0.2 0.1
TGRT HABER 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
S.YOLU HABER 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
POWER TURK 0.1 0.0
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 21.3 15.0
TOPLAM 100.0 100.0
Dijital İzleyiciler
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.5 22.2
SHOW TV 9.4 12.2
STAR TV 8.6 10.0
ATV 9.3 9.3
FOX TV 6.9 5.9
SAMANYOLU TV 4.3 4.8
KANAL 7 3.5 3.2
TRT 1 2.5 2.1
KANAL 1 1.3 1.5
FLASH TV 1.3 1.3
CARTOON NETWORK 2.6 1.0
KANAL TURK 0.9 1.0
HABER TURK 1.0 0.7
NTV 0.7 0.7
TNT TV 0.6 0.7
CINE 5 0.8 0.6
NTV SPOR 0.7 0.5
TV 8 0.6 0.5
YUMURCAK TV 1.7 0.4
TRT 2 0.7 0.3
CNBC-E 0.3 0.3
CNN TURK 0.5 0.2
TRT 3 0.5 0.2
KANAL A 0.2 0.2
KRAL TV 0.5 0.1
TGRT HABER 0.3 0.1
POWER TURK 0.2 0.1
S.YOLU HABER 0.2 0.1
SKYTURK 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 25.0 19.5
TOPLAM 100.0 100.0
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA
Tüm Kişiler Grubu
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 15.5 23.0
SHOW TV 9.2 11.5
ATV 10.6 10.9
STAR TV 9.1 10.0
FOX TV 7.8 6.6
SAMANYOLU TV 5.5 6.0
KANAL 7 4.5 4.1
TRT 1 3.0 2.4
FLASH TV 1.8 1.9
KANAL 1 0.9 1.1
HABER TURK 1.3 1.0
NTV 1.2 1.0
TNT TV 0.9 0.8
KANAL TURK 0.8 0.8
CINE 5 0.9 0.6
TV 8 0.7 0.6
TRT 2 1.0 0.4
TRT 3 0.7 0.4
KRAL TV 0.9 0.3
NTV SPOR 0.5 0.3
CNBC-E 0.4 0.3
KANAL A 0.3 0.3
CNN TURK 0.4 0.2
SKYTURK 0.2 0.1
TGRT HABER 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
S.YOLU HABER 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
POWER TURK 0.1 0.0
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 21.3 15.0
TOPLAM 100.0 100.0
Dijital İzleyiciler
Tüm Gün Prime Time
KANAL D 14.5 22.2
SHOW TV 9.4 12.2
STAR TV 8.6 10.0
ATV 9.3 9.3
FOX TV 6.9 5.9
SAMANYOLU TV 4.3 4.8
KANAL 7 3.5 3.2
TRT 1 2.5 2.1
KANAL 1 1.3 1.5
FLASH TV 1.3 1.3
CARTOON NETWORK 2.6 1.0
KANAL TURK 0.9 1.0
HABER TURK 1.0 0.7
NTV 0.7 0.7
TNT TV 0.6 0.7
CINE 5 0.8 0.6
NTV SPOR 0.7 0.5
TV 8 0.6 0.5
YUMURCAK TV 1.7 0.4
TRT 2 0.7 0.3
CNBC-E 0.3 0.3
CNN TURK 0.5 0.2
TRT 3 0.5 0.2
KANAL A 0.2 0.2
KRAL TV 0.5 0.1
TGRT HABER 0.3 0.1
POWER TURK 0.2 0.1
S.YOLU HABER 0.2 0.1
SKYTURK 0.2 0.1
NAT.GEO. 0.1 0.1
ULKE TV 0.1 0.1
TV NET 0.0 0.0
DIĞER 25.0 19.5
TOPLAM 100.0 100.0
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA
Ya Bu Reklamlar Nedir Allah Aşkına !
Özellikle dini ağırlıklı yayın yapan kanallarda son 3-4 aydır yoğun bir şekilde ağrı,romatizma,şifalı otlar hakkında hiçte doğru olmayan reklamlar yayınlanmaya başladı sözde dini yayıncılık yapan kanallar cinsel içerikli ürünler hakkında şifalı otlar satmaya başlamış doctor...com gibisinden saçma sapan siteler açarak milletin güvenini sarsıyorlar özellikle sık sık son zamanlarda rastladığımız bir ağrı ve romatizma kremine gelen şikayetler bizlere kadar ulaştı bu ürünler sadece halkı sömürme amaçlıdır uymayın almayın aldırmayın !
Medya Yorumcusu Okur Hattı Açıldı Yazılarınızı Bekliyoruz...
MedyaYorumcusu Okur Hattıyla ;
Medyadaki haberler,gelişmeler,yeni yapımlar v.s hakkında görüş,öneri ve isteklerinizi bize gönderebilirsiniz.Eğer ben de yazar olmak istiyorum bende yazılarımı sitede görmek istiyorum diyorsanız lütfen asyamedya@msn.com adresine yazılarını yollayınız
Medyadaki haberler,gelişmeler,yeni yapımlar v.s hakkında görüş,öneri ve isteklerinizi bize gönderebilirsiniz.Eğer ben de yazar olmak istiyorum bende yazılarımı sitede görmek istiyorum diyorsanız lütfen asyamedya@msn.com adresine yazılarını yollayınız
1 Aralık 2009 Salı
HÜRRİYET SPOR VE HABERTÜRK FENA OLTAYA GELDİ!
Gazeteci Bülent Timurlenk, şahsi blogundan sürekli haber çalan gazeteleri ters köşeye yatırmak için öyle bir yem attı ki, iki gazetenin spor servisi oltaya gelip, aspar haberi check etmeden sayfaya koydu. işte günün gırgırı...
Gazeteci Bülent Timurlenk’in yazılarının yayınlandığı Aceto Balsamico’da yer alan bir haber Hürriyet ile Habertürk Gazetesi’ni oltaya getirdi.Timurlenk blogunda Barcelona-Real Madrid maçında yaşanan gerçekte hiç varolmayan bir olayı varmış gibi yazdı, Ercan Saatçi yönetiminde Hürriyet Spor ile Halil Özer yönetimindeki Habertürk Gazetesi Spor eki haberi aynen kopyalayınca yılın sazanı oldular.
İşte Bülent Timurlenk’in blogunda yayınlanan haber;
El Clasico’yu sinema salonlarında 16 bin kişi izlemiş. Fotoğraf vukuatın çıktığı salondan değil ama olay şudur: Barselona’da Kinepolis’de Cristiano Ronaldo’nun ilk yarıda kaçırdığı golden sonra onca Katalan’ın arasında maç seyreden iki Real Madrid taraftarı ayağa fırlayıp “Kaçar mı bu?” yapınca salon karışmış.
Kafalarına patlamış mısır ve kola yemişler ve salonu terketmek zorunda kalmışlar. Bir vukuat da Real Madrid maça giderken, otel lobisinde taraftarlar imza alıyor futbolculardan, bir taraftar Casillas’a bir DVD uzatıyor imzalaması için. Geçen sezon 2-6 biten El Clasico’nun DVD’si!…
Oltadaki Balıklar
Aldınız, kopyaladınız ve gazetenizde sayfalarınıza koydunuz. Bunu daha önce de yapıyordunuz. Bu kez bir olta attım ve siz avlandınız.
Futbol bloglarından alıntı yapan kimi gazetecilerin neden haberlere kendi imzalarını attığını bugüne kadar anlayabilmiş değilim. Futbol blogları birbirlerinden fotoğraf alır, bilgi alışverişi olur da; siz benim meslektaşlarım, nasıl başkasının emeğini alıp kopyalayıp yapıştırırsınız? Bugüne kadar bu ve birçok blogdan aldığınız fikirleri, köşe yazınız gibi yayınladınız, haber yazdınız, grafikleri kullandınız.
El Clasico haftasında da blogu iyi gözlediniz. Yeri geldiğinde, farkettiğimde tepki verdim. Şimdi yine veriyorum. Öncelikle bu blogun okurlarından, futbolseverlerden özür diliyorum. Onları da sadece bir kereliğine yanılttım ancak asparagas haberin özellikle magazin olmasına dikkat ettim. Ne bir sakatlık haberi; ne de maç detayı olmamalıydı.
El Clasico’nun ardından İspanyol medyasında sinema salonlarında böyle bir olay yaşandığına dair haber yok. Dün, sabah kahvesini içerken; “Ya olsaydı!” diye futbol sohbetine kattım, gerisi geldi. Barselona’da “Kinepolis” diye sinema kompleksi var mı, bilmiyorum ama Madrid’de var. Zaten As gazetesinde geçen haberden aldım sinema salonunun ismini.
Detay önemlidir değil mi? Barselona’da herhangi iki Real Madrid’li de kaçan gole dört duvar bir yerde tepki verecek kadar çılgın değildir zaten! Haberin Casillas tarafı ise doğru! Barcelona taraftarı, Real Madrid otelden çıkarken elindeki 2-6′lık maçın DVD’sini futbolculara gösteriyor ama imzaya dair bir bilgi yok!
Bu açıklamanın muhatapları kendilerini çok iyi biliyor ve bu satırları okuduklarında bugün gazetelerine yazdıkları haberlere bakıp yüzleri kızardıysa benim için konu kapanmıştır… Şimdi gerçekleri yazmaya devam edebiliriz.
Aceto Balsamico
Habertürk Gazetesi Spor Eki
Hürriyet Gazetesi
Haber: Ataryemez
Gazeteci Bülent Timurlenk’in yazılarının yayınlandığı Aceto Balsamico’da yer alan bir haber Hürriyet ile Habertürk Gazetesi’ni oltaya getirdi.Timurlenk blogunda Barcelona-Real Madrid maçında yaşanan gerçekte hiç varolmayan bir olayı varmış gibi yazdı, Ercan Saatçi yönetiminde Hürriyet Spor ile Halil Özer yönetimindeki Habertürk Gazetesi Spor eki haberi aynen kopyalayınca yılın sazanı oldular.
İşte Bülent Timurlenk’in blogunda yayınlanan haber;
El Clasico’yu sinema salonlarında 16 bin kişi izlemiş. Fotoğraf vukuatın çıktığı salondan değil ama olay şudur: Barselona’da Kinepolis’de Cristiano Ronaldo’nun ilk yarıda kaçırdığı golden sonra onca Katalan’ın arasında maç seyreden iki Real Madrid taraftarı ayağa fırlayıp “Kaçar mı bu?” yapınca salon karışmış.
Kafalarına patlamış mısır ve kola yemişler ve salonu terketmek zorunda kalmışlar. Bir vukuat da Real Madrid maça giderken, otel lobisinde taraftarlar imza alıyor futbolculardan, bir taraftar Casillas’a bir DVD uzatıyor imzalaması için. Geçen sezon 2-6 biten El Clasico’nun DVD’si!…
Oltadaki Balıklar
Aldınız, kopyaladınız ve gazetenizde sayfalarınıza koydunuz. Bunu daha önce de yapıyordunuz. Bu kez bir olta attım ve siz avlandınız.
Futbol bloglarından alıntı yapan kimi gazetecilerin neden haberlere kendi imzalarını attığını bugüne kadar anlayabilmiş değilim. Futbol blogları birbirlerinden fotoğraf alır, bilgi alışverişi olur da; siz benim meslektaşlarım, nasıl başkasının emeğini alıp kopyalayıp yapıştırırsınız? Bugüne kadar bu ve birçok blogdan aldığınız fikirleri, köşe yazınız gibi yayınladınız, haber yazdınız, grafikleri kullandınız.
El Clasico haftasında da blogu iyi gözlediniz. Yeri geldiğinde, farkettiğimde tepki verdim. Şimdi yine veriyorum. Öncelikle bu blogun okurlarından, futbolseverlerden özür diliyorum. Onları da sadece bir kereliğine yanılttım ancak asparagas haberin özellikle magazin olmasına dikkat ettim. Ne bir sakatlık haberi; ne de maç detayı olmamalıydı.
El Clasico’nun ardından İspanyol medyasında sinema salonlarında böyle bir olay yaşandığına dair haber yok. Dün, sabah kahvesini içerken; “Ya olsaydı!” diye futbol sohbetine kattım, gerisi geldi. Barselona’da “Kinepolis” diye sinema kompleksi var mı, bilmiyorum ama Madrid’de var. Zaten As gazetesinde geçen haberden aldım sinema salonunun ismini.
Detay önemlidir değil mi? Barselona’da herhangi iki Real Madrid’li de kaçan gole dört duvar bir yerde tepki verecek kadar çılgın değildir zaten! Haberin Casillas tarafı ise doğru! Barcelona taraftarı, Real Madrid otelden çıkarken elindeki 2-6′lık maçın DVD’sini futbolculara gösteriyor ama imzaya dair bir bilgi yok!
Bu açıklamanın muhatapları kendilerini çok iyi biliyor ve bu satırları okuduklarında bugün gazetelerine yazdıkları haberlere bakıp yüzleri kızardıysa benim için konu kapanmıştır… Şimdi gerçekleri yazmaya devam edebiliriz.
Aceto Balsamico
Habertürk Gazetesi Spor Eki
Hürriyet Gazetesi
Haber: Ataryemez
Ufuk Özkan Nam-ı Diğer Cevahir "Diziler pornografiye doğru gidiyor"
Geniş Aile'nin Cevahir', reyting savaşına girdiği rakip dizileri eleştirmekten çekinmiyor...
Geniş Aile’de Cevahir olarak karşımıza çıkan Ufuk Özkan, reyting savaşına girdiği rakip dizileri eleştirmekten çekinmiyor: “Milletimiz, röntgen kültürüne çok yakın. Diziler, pornografiye doğru gidiyor. Tüm bu dizilerin arasında zirveye oturmuş bir iş yapıyoruz”
Yıllarca birçok dizide rol aldı. Ama ona şöhreti getiren, yaz aylarında
başlayan ‘Geniş Aile’ oldu. Dizi, yayınlandığı ilk günden itibaren, reyting listelerinin zirvesine oturdu. Ailenin fırlama oğlu, mahallenin bıçkın delikanlısı Cevahir’i canlandıran Ufuk Özkan, bu başarıyı özetlerken, “Gladyatörlerin arasından birinci çıkıyoruz” diyor.
Reytinglerden memnun musunuz?
Altı aydır çalışıyoruz, Boyacıköylü olduk. Sorumluluğumuz her bölüm daha çok artıyor. Reytinglerimiz 12’lere dayandı. Komedi dizisi için bu rakam, işin arşa çıkmasıdır. Komedi dizileri bizde çok izlenmez. Daha ajite işleri, karmaşık aşk ilişkilerinin, silahların, derin devlet işlerinin olduğu diziler izleniyor. Röntgen kültürüne yakın bir milletiz. Baskılarla büyüyen, yaşayamadığını röntgenleyen bir toplum haline geldiğimiz için böyle dizileri izlemeye meyilliyiz. Tüm bunların arasında zirveye oturan bir iş yapıyoruz. Bütün ekibin CV’sine altın harflerle ‘Geniş Aile’ yazılacak.
‘Röntgen kültürü olan bir milletiz” dediniz. Dizilerdeki sevişme, öpüşme sahneleri bu yüzden mi bu kadar ses getiriyor?
Tüm dünyada böyle. Beş yüz tane kanal var. Yapımcıların gözünden baktığınız zaman işe para yatırıyor, bazen sadece hikaye ve kadro yetmiyor. Bu çeşit uç yerlere doğru kaçıyorlar.
Bu sizce etik mi peki?
Bence değil. Bugün televizyonda sigara içemiyorsun, içki içemiyorsun, bazı kanallarda ‘lan’ diyemiyorsun. Öte yandan bakıyorsunuz bir dizi var 1.5 saatin 45 dakikası iki kişinin sevişmesiyle geçiyor. Bir yandan sigaraya, içkiye ‘tu kaka’ deniliyor. Diğer yandan pornografiye doğru giden diziler çekiliyor ve izleniyor. Başarının eşiti bu galiba çünkü reytingler onu gösteriyor. Silahlar, işkenceler kol geziyor.
Sevişme, öpüşme ya da silah, işkence görüntüleri gençlere kötü örnek oluyor mu sizce?
Bu diziler saat 20.00’de başlıyor, çocuklar ayaktayken. Prime Time 2’ye de alabilirler bu dizileri ama para tatlı geliyor galiba.
Oturmuş diziler sizi zorladı mı?
Şampiyonlar Ligi’nde kurallar vardır. Ya en zayıf torbadasınızdır ya da en güçlü torbada. Bu işe en zayıf torbada başladık. Ancak her geçen gün işimizi en iyi torbaya doğru getirdik. Salı günü 13 tane dizi var. Resmen gladyatörler savaşıyor ve biz birinci çıkıyoruz. Bu bizim de kemikleştiğimizi gösteriyor.
ARTIK OTOBÜSE BİNEMİYORUM
Sizde ne kadar Cevahir’lik var?
Ben de hayatı ti’ye alan biriyim ama hayatın getirdiği sorumluluklardan dolayı kendimi hep frenlemişimdir. Cevahir iyi bir çocuk, sadece çenesinde var. Su 100 derecede kaynıyorsa Cevahir bir derecede kaynıyor. Çin ordusundan daha tehlikeli Cevahir.
Bu dizinin kariyerinizdeki yeri nedir?
Bu işe başladığımda otobüse, dolmuşa biniyordum. Artık toplu taşıma araçlarına binemiyorum. Otobüsteki 50 kişinin 10’u sizinle ilgileniyorsa, geriye kalan 40 kişiyi rahatsız etmemek için binmezsiniz. Taksiye biniyorum artık. En kısa zamanda ehliyet almayı düşünüyorum (Gülüyor).
Evlisiniz ve bir oğlunuz var. Ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
Asuman Dabak Tiyatrosu’nda ‘Vanilyalı İlişkiler’ adlı oyunu oynuyoruz. Dizi ve tiyatro bayağı yoğun gidiyor. Oğlum Eren’i uyurken görüyorum çoğu zaman.
Eşiniz bu durumdan şikayetçi mi?
O, Sultan of the Dans’te dans ediyordu. Şimdi çalışmıyor. Zaman zaman bu durumdan şikayet ediyor tabii. Birbirimizi besliyoruz bir şekilde ama bazen empati yapıp kendimi onun yerine koyuyorum. Ben de eşimi özlerdim ve küçük küçük kızardım. Ne yapacaksın? Bu da benim işim, baba çalışıp para kazanacak!
BU DİZİNİN BAŞROLÜNDE ‘SENARYO’ VAR
Cevahir karakteri size geldiğinde sizi etkileyen ne oldu?
Ben senaryoya tav oldum. Ömer Uğur hocamla üç yıldır çalışıyoruz. Ömer Uğur bir okuldur, onunla çalışmak çok önemli. Onun olması beni çok gıdıkladı. Cüneyt İnay ve Kamuran Süner, o kadar güzel yazıyorlar ki, bu işin başrolünde senaryomuz var. Kıyısından köşesinden giriyoruz biz de.
Cevahir nasıl bir adam? Onu oynamak zor mu?
O bir anti-kahraman. Komedide insanlar bu karakterleri kendilerine yakın bulurlar. Cevahir, okulda sıralarda, kahvelerde, arka sokaklarda her yerde olan tip. Tatlı-sert argo, hayatın neresinde olursanız olun vardır. Bir şirketin CEO’su da olsanız, coğrafyanın mayasından olsa gerek öyle konuşabilirsiniz.
Milliyet / İlknur Taş
Geniş Aile’de Cevahir olarak karşımıza çıkan Ufuk Özkan, reyting savaşına girdiği rakip dizileri eleştirmekten çekinmiyor: “Milletimiz, röntgen kültürüne çok yakın. Diziler, pornografiye doğru gidiyor. Tüm bu dizilerin arasında zirveye oturmuş bir iş yapıyoruz”
Yıllarca birçok dizide rol aldı. Ama ona şöhreti getiren, yaz aylarında
başlayan ‘Geniş Aile’ oldu. Dizi, yayınlandığı ilk günden itibaren, reyting listelerinin zirvesine oturdu. Ailenin fırlama oğlu, mahallenin bıçkın delikanlısı Cevahir’i canlandıran Ufuk Özkan, bu başarıyı özetlerken, “Gladyatörlerin arasından birinci çıkıyoruz” diyor.
Reytinglerden memnun musunuz?
Altı aydır çalışıyoruz, Boyacıköylü olduk. Sorumluluğumuz her bölüm daha çok artıyor. Reytinglerimiz 12’lere dayandı. Komedi dizisi için bu rakam, işin arşa çıkmasıdır. Komedi dizileri bizde çok izlenmez. Daha ajite işleri, karmaşık aşk ilişkilerinin, silahların, derin devlet işlerinin olduğu diziler izleniyor. Röntgen kültürüne yakın bir milletiz. Baskılarla büyüyen, yaşayamadığını röntgenleyen bir toplum haline geldiğimiz için böyle dizileri izlemeye meyilliyiz. Tüm bunların arasında zirveye oturan bir iş yapıyoruz. Bütün ekibin CV’sine altın harflerle ‘Geniş Aile’ yazılacak.
‘Röntgen kültürü olan bir milletiz” dediniz. Dizilerdeki sevişme, öpüşme sahneleri bu yüzden mi bu kadar ses getiriyor?
Tüm dünyada böyle. Beş yüz tane kanal var. Yapımcıların gözünden baktığınız zaman işe para yatırıyor, bazen sadece hikaye ve kadro yetmiyor. Bu çeşit uç yerlere doğru kaçıyorlar.
Bu sizce etik mi peki?
Bence değil. Bugün televizyonda sigara içemiyorsun, içki içemiyorsun, bazı kanallarda ‘lan’ diyemiyorsun. Öte yandan bakıyorsunuz bir dizi var 1.5 saatin 45 dakikası iki kişinin sevişmesiyle geçiyor. Bir yandan sigaraya, içkiye ‘tu kaka’ deniliyor. Diğer yandan pornografiye doğru giden diziler çekiliyor ve izleniyor. Başarının eşiti bu galiba çünkü reytingler onu gösteriyor. Silahlar, işkenceler kol geziyor.
Sevişme, öpüşme ya da silah, işkence görüntüleri gençlere kötü örnek oluyor mu sizce?
Bu diziler saat 20.00’de başlıyor, çocuklar ayaktayken. Prime Time 2’ye de alabilirler bu dizileri ama para tatlı geliyor galiba.
Oturmuş diziler sizi zorladı mı?
Şampiyonlar Ligi’nde kurallar vardır. Ya en zayıf torbadasınızdır ya da en güçlü torbada. Bu işe en zayıf torbada başladık. Ancak her geçen gün işimizi en iyi torbaya doğru getirdik. Salı günü 13 tane dizi var. Resmen gladyatörler savaşıyor ve biz birinci çıkıyoruz. Bu bizim de kemikleştiğimizi gösteriyor.
ARTIK OTOBÜSE BİNEMİYORUM
Sizde ne kadar Cevahir’lik var?
Ben de hayatı ti’ye alan biriyim ama hayatın getirdiği sorumluluklardan dolayı kendimi hep frenlemişimdir. Cevahir iyi bir çocuk, sadece çenesinde var. Su 100 derecede kaynıyorsa Cevahir bir derecede kaynıyor. Çin ordusundan daha tehlikeli Cevahir.
Bu dizinin kariyerinizdeki yeri nedir?
Bu işe başladığımda otobüse, dolmuşa biniyordum. Artık toplu taşıma araçlarına binemiyorum. Otobüsteki 50 kişinin 10’u sizinle ilgileniyorsa, geriye kalan 40 kişiyi rahatsız etmemek için binmezsiniz. Taksiye biniyorum artık. En kısa zamanda ehliyet almayı düşünüyorum (Gülüyor).
Evlisiniz ve bir oğlunuz var. Ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
Asuman Dabak Tiyatrosu’nda ‘Vanilyalı İlişkiler’ adlı oyunu oynuyoruz. Dizi ve tiyatro bayağı yoğun gidiyor. Oğlum Eren’i uyurken görüyorum çoğu zaman.
Eşiniz bu durumdan şikayetçi mi?
O, Sultan of the Dans’te dans ediyordu. Şimdi çalışmıyor. Zaman zaman bu durumdan şikayet ediyor tabii. Birbirimizi besliyoruz bir şekilde ama bazen empati yapıp kendimi onun yerine koyuyorum. Ben de eşimi özlerdim ve küçük küçük kızardım. Ne yapacaksın? Bu da benim işim, baba çalışıp para kazanacak!
BU DİZİNİN BAŞROLÜNDE ‘SENARYO’ VAR
Cevahir karakteri size geldiğinde sizi etkileyen ne oldu?
Ben senaryoya tav oldum. Ömer Uğur hocamla üç yıldır çalışıyoruz. Ömer Uğur bir okuldur, onunla çalışmak çok önemli. Onun olması beni çok gıdıkladı. Cüneyt İnay ve Kamuran Süner, o kadar güzel yazıyorlar ki, bu işin başrolünde senaryomuz var. Kıyısından köşesinden giriyoruz biz de.
Cevahir nasıl bir adam? Onu oynamak zor mu?
O bir anti-kahraman. Komedide insanlar bu karakterleri kendilerine yakın bulurlar. Cevahir, okulda sıralarda, kahvelerde, arka sokaklarda her yerde olan tip. Tatlı-sert argo, hayatın neresinde olursanız olun vardır. Bir şirketin CEO’su da olsanız, coğrafyanın mayasından olsa gerek öyle konuşabilirsiniz.
Milliyet / İlknur Taş
KASIM 2009 AYLIK REYTING VERILERI AÇIKLANDI
PRIME TIME A/B SES İZLENME PAYLARI (%)
Kanal D 23.4
Show TV 13.7
Atv 10.2
Star 10.0
Fox 4.5
TRT 1 2.7
Stv 2.2
Kanal 7 2.0
Habertürk 1.8
Flash 0.9
Cine5 0.6
PRIME TIME TÜM KİŞİLER İZLENME PAYLARI (%)
Kanal D 23.0
Show TV 11.5
Atv 10.9
Star 10.0
Fox 6.6
Stv 6.0
Kanal 7 4.1
TRT 1 2.4
Flash 1.9
Habertürk 1.0
Cine5 0.6
TÜM GÜN A/B SES İZLENME PAYLARI (%)
Kanal D 16.1
Show TV 10.7
Atv 9.8
Star 9.7
Fox 5.7
TRT 1 3.2
Stv 2.4
Habertürk 2.3
Kanal 7 1.9
Flash 1.0
Cine5 0.7
TÜM GÜN TÜM KİŞİLER İZLENME PAYLARI (%)
Kanal D 15.5
Atv 10.6
Show TVC 9.2
Star 9.1
Fox 7.8
Stv 5.5
Kanal 7 4.5
TRT 1 3.0
Flash 1.8
Habertürk 1.3
Cine5 0.9
BLOOMBERG HT KANALININ BAŞINA GELEN İSİM BELLİ OLDU
Ciner Grubu'nun yeni finans kanalı için aranan kan bulundu Bloomberg HT'nin başına geçecek isim belli oldu.
Bloomberg TV’nin Türkiye'deki kanalı Bloomberg HT'nin yılbaşına yetiştirilmesine çalışılıyordu.
Ancak yayın başlangıcı mart ayına kaldı.
Kanalın Türkiye süpervizoru Didem Ciner olacak.
Kerem Alkin
Kanalın genel yayın yönetmeni ise ünlü ekonomi hocası ve İstanbul Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin oluyor.
© COPYRIGHT 2009, MEDYATAVA Adresinden alınmıştır
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)